30 Mart 2010 Salı

Hakkımızda...

Anlamıştık zaten !!!

Tarihçemizi belirlemek için çok kapı aşındırdık ama derdimize derman saçları yağlı bir tarihçi bulamadığımız için zaman boyutunda size yardımcı olamayacağız. Biz bir gün kendimizi kurmaya karar verdik. Blog adımızı belirlerken henüz kendi isimlerimizi bile bilmiyorduk.Biz iki kişiyiz, iki tane halusüne şey(h). Biraz dem vuracağız, gündemden, aysun kayacı'dan, okul uzayınca teklif eden kızlardan, akbilden, fahriya ablalıktan, beyonce'den girip dar boğazdan çıkacağız. Bunu bazen bir rafadan yumurta eşliğinde, imam ve abdest suyu içeriği taşıyan çay ve kahvemizle bazen ağız ishali boyutunda bize eşlik eden lugatımızla yapacağız. Edep klişelerini görmediğiniz yerde anne ve babalarımıza ulaşıp bizi şikayet edin diye açık adreste vereceğiz. Müptezel olma yolunda eğiliminiz varsa bu bizim değil sizin sorununuzdur. "Yok ben okumayacaktım, tedasüfen rastladım, arkadaşıma bakıp çıkacaktım" gibi uzayan laflar ederseniz biz de neticede ''uza'' demeyi 4 yaşında öğrendiğimizi size gösterebiliriz. Bizi izlemeye devam edin, çok şukela, entel, aforizma tadında şey(h)ler yazacağız teminatını kesinlikle vermiyoruz. Okuyun ve sonra oturduğunuz yerde gerinin, öfkenizi kontrol edin, gülme sesinizi sağırlık desibeline göre ayarlayın ve ''anlamıştık zaten'' deyin. burada her şey bedava. Bu kuruluşun saygın bir prestiji vardır, kar marjı gütmez ama ''ulan bizi okuyan okul ve iş arkadaşlarımız var sil o yorumu'' diye baskıcı bir tutum sergileyebiliriz. Üzgün olduğumuz vakitlerde teskinleriniz, olmamış abi uyarılarınız hiç bir zaman dikkate alınmayacaktır. çünkü; burası bizim!
anlaşıldı mı?

Anladılar bittabi anlamadılarsa da burdan devam etsin kuzucuklar...

İşe temiz gitmek için geceden duş alıp yatan lakin sabaha hayvan gibi terleyen yurdum insanını çok zaman önce ziggurat yapımına piriket taşırken etraftaki belden üstü çıplak asenaları izleyerek ağız suyu akıtan afro amerikalıların zamanından da önce anlamıştık. Tarkanı, küçük ibonun şirret yengesini, şipşak makarnayı, yemeğin salçalısını, kadının kalçalısını, tayyib'i, sezer'i. cumhur'u, önal'ı, amelie'yı türklerin çekse porno film olacağını hepsini kendini gerçekleştirme üsulleriyle çok daha öncesinden anlamıştık zaten. Anlamıştık da sizin her birinizin tek başınıza cihana bedel muhteşem varlıklar olduğunuzu bildiğimizden dile getirmiyorduk, içimize atıyorduk, sizi üzülsün istemiyorduk. aslında her birinizin asker olarak doğdugunu gözardı da edemiyorduk hafiften korkuyorduk ama baktık ki başınızıdaki gocuklu celep'in "tohumlarına para mı saydım" hallerine aldırmıyorsunuz, baktık ki minareyi çalıp kılıfını hazırlıyorsunuz, baktık ki müfredatı pek siklemiyorsunuz, baktık ki insan olmayı iki bacak üstünde durabilmeye addediyorsunuz -ayıları özellikle tenzih ederiz- dedik hele bir gaflet içine düşelim biribirimizin adını dahi ögrenmeden blog işine girelim.. Maksat halusüne şey(h)ler olsun, ayak kokusu gibi kokan şey yeter ki doritos olsun. Sağlığa zararına düşünmeksizin büyük bir afiyetle yiyeni hatta ağzına tepiştirerek tüketeni illa ki bulunur. Çok fazla yalnız olduğumuzu düşünmüyoruz bilakis gülmeye, gündeme, gerçeklere ihtiyacı olan aklı başında insanların varlığını bildiğimizden bu işlere girişiyoruz.

Saygılarla...

Anlamıştık zaten...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder